Karınca Yükü

Karınca Yükü
Acır!
Acıyınca içinde onulmaz yaralar.
Hasret kokan düşler, hayaller acır.

Hürdün sen, o zamanlar; gençliğin, çocukluğun,
Delik ayakkabı, yırtık pantolon kadar özgür.

En güzeli için kurulan hayaller gibi,
Sevmek arzusunun tutuşturduğu düşler kadar özgür…

Şimdi buruk,
Ham bir meyvenin kekremsi tadında hatıralar,
Düşleyince, o yeşil bahçeleri,
O, tenha diyarların efsaneleri gibi,
Yorgun ağaçlar,
Dağ başında esen rüzgarlar,
Hatıraların, ılgın tadı gibi, kekremsi,
Kuru ağzında yutulmayan,
Bir acıdır artık,
Boğazında düğümlenen,
Yenmeyen, içilmeyen
Yılan yastığı kadar acı.

Şimdi anla, bir karıncayı,
Kendinden büyük yükler taşırken,
Çektiği cefayı,
Bir kuytuda topladığı kırıntıları düşün.
Biriktirirken, tane tane yükleri, hatıraların gibi.
İterek değil, çekerek taşımanın,
Geçmişe gitmek gibi,
Bir karıncanın yüküdür hatıralar.
Sisli bir havada bir orman gibi,
Uzak, kara bir karartı,
Bir karınca gibi.

Geçmiş hayatın,
Sislerde kaybolunca,
Bir serap gibi.
Yüklen!
Yüklenebilirsen yükünü,
Taşı!
Gerisingeriye, cefa ile güç ile,
Sonra çekil!
Toprak altında bir deliğe,
Sırtlansın yükünü dünya
Siyah bir karınca gibi…

Orhan Aksoy

Yorum bırakın