Meczubun Mirası


Çağdaş Edebiyat
ÖYKÜ
Orhan Aksoy ve Bir Öyküsü
MECZUBUN MİRASI

Kızıltepe’de Deli İbrahim derler, bir meczup vardı. İbrahim doğuştan anormal biri değil, hatta üstün zekâlı bir insandı. Hani çok okuma delirirsin denen cinsten biriydi. Zengin bir aileye mensup olan bu genç adam da artık çok okumaktan mı, çok düşünmekten mi bilinmez; şirazeden çıkmış, sokaklarda aval aval dolaşır olmuştu. Arda Merkez Camisinin duvarında kimine göre tefekkür ederek, kimine göre de mal mal oturuyor olurdu.

Mesut Ağa bir zamanlar umut vadeden bu gencin bu hallerine üzülüyordu. Arada konuştuğu da olurdu onunla, ama kimseler neler konuştuklarını bilmezlerdi.

İbrahim iyice deli yaftası yiyince ailesi tarafından da dışlanmaya başlamıştı. Artık üstü başı perişan halde dolaşan bu gencin bu durumuna içi parçalan Mesut Ağa, soluğu buğday pazarında İbrahim’in ailesinin yanında aldı.

İbrahim’in ağabeyleri babadan kalma tarlalardan yüklü gelir elde eden kimselerdi. Mesut Ağa’yı karşılarında görünce,

‘’Hayrola Ağam, bir emrin mi vardı?’’ diye soran ağabeye,

‘’Bir bardak suyunuz var mı?’’ diye karşılık verdi.

‘’Ne demek su ağam, fırına tepsi atalım, yemek yiyelim beraber.’’ deyince Ağa,

‘’Kardeşlerini aç bırakan, onu, baba mirasından mahrum bırakan bir ailenin suyu da yemeği de haramdır; suyu getirseydin yüzüne dökecektim belki aklın başına gelir diye.’’ deyince ağabey yüzüne bir bardak su çarpılmış gibi oldu. Eğilip ağanın ellini öpen ağabey:

‘’Ağam Allah senden razı olsun, sen olmasan cahillik edip bu günahla geberecektik belki, bu günden tezi yok ona ömrüm boyunca bakacağım.’’ dedi. Sonra Mesut Ağa’ya bir bardak su uzattılar. Ağa suyu sağ eline alıp,

‘’İçeyim değil mi?’’ diye sorunca,

‘’Ağam afiyetle iç; bir daha İbrahim’i o halde görürsen gel kafama sık.’’ dedi ve dediğini de gerçekten yaptı. O günden sonra İbrahim’e deli deseler de onu krallar gibi, tertemiz giydirdiler…

Orhan Aksoy

***


.

Yorum bırakın